Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy’un yaptığı açıklama şu şekilde:
“Ülkelerin kalkınması ve sürdürülebilirliği, çağın gereklerine uyum sağlayabilen, iyi yetişmiş yurttaşlarla mümkündür. Ancak ne yazık ki, ülkemiz gerici düşüncelere hizmet eden bir iktidar ve onun uzantıları tarafından yönetilmektedir. Bu durumun en olumsuz etkisini ise özellikle çocuklar ve kadınlar hissetmektedir.
Eğitim sistemimize yönelik yapılan saldırılar, genç zihinleri köreltmeye çalışmakta ve toplumu ‘uygun’ bir kalıba sokmaya çalışan anlayış her geçen gün güç kazanmaktadır. Geçen Haziran ayında Kocaeli Gebze’deki bir okulda öğrenciler ‘uygunsuz kıyafet’ giydikleri gerekçesiyle mezuniyet törenine alınmamış ve bu durum büyük tepki toplamıştı. Ancak Milli Eğitim Bakanı, tarikatlarla yaptığı protokollerle bu durumu savunarak, okul müdürünü korumuştu.
AK Parti’nin hedeflediği ve laik Cumhuriyetle bağdaşmayan eğitim sistemi, bu kez Bursa’nın Yıldırım ilçesindeki Mahmut Celalettin Ökten İmam Hatip Ortaokulu’nda karşımıza çıkmıştır. Okul müdürü Ergin Kaya Kırbıyık, sınav öncesi velilere yönelik düzenlediği toplantıda, başı açık kız öğrencilerin okula alınmayacağını ve tüm öğrencilerin başını örtmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, velilere öğrencilerin ‘usul ve erkan’ adı altında kişi hak ve özgürlüklerine aykırı bir eğitimden geçirildiğini, hatta sokakta dahi öğrencilerin her haline karıştıklarını ifade etmiştir.
Bu baskıcı tutum karşısında çocukların psikolojilerinin bozulduğunu belirten velilere, okul müdürü ‘psikolojisi bozulan bu okulda olmamalı’ diyerek tepki vermiştir. Okul yönetimi, gerici düşüncelerin, şeriat devletlerindeki uygulamaları öğrenciler üzerinde denemek istemektedir ve bunu açıkça ifade etmekten çekinmemektedir.
Okul müdürü Kırbıyık, ‘Bizler İslam’ın değerlerinin tarafındayız, bu yüzden şort giyen veya başını örtmeyen öğrenciye karışırız’ diyerek, velilere okulun bakış açısının bu olduğunu söylemiştir. Devletin okulunda kendi keyfi bakış açılarıyla çocukların baskılandığını gözler önüne sermiştir.
Daha önce aynı okulun öğrencilerinden toplanan 27 bin TL’yi birçok skandala imza atan Deniz Feneri Derneği’ne teslim eden okul müdürü ve yönetimi, hangi amaca hizmet etmektedir? Tarikatlarla yapılan protokoller, ülkenin kurucusuna ve kuruluş değerlerine hakaret eden yöneticilerle yürütülen bu sistem, öğrencilerin okul dışındaki sosyal yaşamlarını dahi izleyerek şeriat uygulamalarını dayatmaktadır.
Çocukları gerici eğitime zorlayan bu sistemle, neyin hedeflendiğini açıkça görüyoruz ancak sessiz kalmayacağız. Kız çocuklarının saçları ve kolları göründüğünde ‘değerlerinin’ sarsılacağını düşünen, kılık kıyafet yönetmeliklerinde olmayan şartları dayatan, öğrencisine ‘psikolojin bozuluyorsa gelme’ deme hadsizliğini gösteren, kadınların ve kız çocuklarının bedenleri üzerinde söz hakkı olduğunu zanneden bu zihniyetle mücadele edeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin laik bir ülke olduğunu ve bu ülkenin asla ‘şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi’ne dönüştürülemeyeceğini hatırlatıyoruz. Şeriat hayaliyle yetişme çağındaki çocukları çağdaş eğitimden koparan tüm sorumlular hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmalı ve bu soruşturmaların sonuçları kamuoyuna duyurulmalıdır.
Eğitim-İş olarak, Okul Müdürü hakkında adli süreç başlatarak Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğumuzu ve konunun takipçisi olacağımızı, laik Cumhuriyetle bağdaşmayan, milli eğitimle ilgisi olmayan bu baskı ve ayrımcılığın hesabını soracağımızı bir kez daha belirtiyoruz.”