Bolu’da yaşanan olay, “iş hayatı” kavramına yeni bir boyut kazandırdı. Şehir merkezinde 2 saat boyunca “yoğun bir mesai” harcayan bir dilenci, tam 1.554 TL topladı. Ancak kısa süreli bu “kariyer başarısı” ekiplerin müdahalesiyle yarıda kaldı.
Vatandaşlardan topladığı paraya el konulan dilenciye, 1.406 TL idari para cezası kesildi. Bu durumda dilencinin 2 saatlik emeğinin net kazancı 148 TL oldu. Kısacası, Bolu’da dilencilik, asgari ücretin saatlik maaşını neredeyse 20’ye katlarken, ceza sonrası net kazanç, ortalama bir kafede bir öğün yemek fiyatına denk geldi.
Uzmanlar, bu ceza sistemiyle dilenciliğin adeta “riskli ama yüksek kazançlı bir yatırım” gibi göründüğünü ifade etti. Olay sosyal medyada tartışma konusu olurken, bir kullanıcı “2 saat mesaiyle 148 TL net kazanç… Bu verimlilik oranıyla ekonomi derslerine konu olur!” yorumunu yaptı.
Dilenciye uygulanan bu ceza sistemi, başka bir soruyu da gündeme getirdi: “2 saatlik dilencilik kariyerini böylesine kârlı bir işe dönüştüren girişimcilik ruhu neden ödüllendirilmiyor?” Yetkililer ise bu konuda yorum yapmaktan kaçındı.
Bu olay, Bolu sokaklarında dilencilik yapanların, finansal hedeflerini ve mesai sürelerini nasıl yönettiklerini sorgulatırken, “Dilencilik bir meslek mi yoksa mesai mi?” sorusunu da yeniden gündeme taşıdı.