Klinik Psikolog Dr. Kahraman Güler, yapay zekanın insan psikolojisi üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Yapay zekanın insani duyguları tam anlamıyla kavrayamayacağını vurgulayan Güler, “Bugün makineler düşünebiliyor, ancak onlara sağlanan verilerle sınırlılar. Duyguların makineler aracılığıyla aktarılması ve bu durumun gelecekte nereye evrileceği belirsiz” ifadelerini kullandı.
Mudanya Üniversitesi Psikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Kahraman Güler, yapay zekanın giderek yaygınlaşan kullanımıyla birlikte psikoloji alanındaki yansımalarını ele aldı. Güler, insanın en iyi şekilde yine başka bir insan tarafından anlaşılıp desteklenebileceğini belirterek, “Dünya sürekli değişiyor, teknoloji gelişiyor, iletişim biçimlerimiz dönüşüyor, ancak duygusal ihtiyaçlarımız temelde aynı kalıyor. Yaşanan olaylar ve gelişmeler duygularımızın yoğunluğunu etkileyebilir, fakat özünde hissetme biçimimiz değişmiyor. Yapay zeka günümüzde tanılama ve değerlendirme süreçlerinde yardımcı bir araç olabilir, ancak insanlar ilişkisel varlıklar oldukları için, gerçek bir insanın şefkatini ve anlayışını sunamaz. Psikoterapi süreci, bireyin duygusal desteğe ve bir başkasının tanıklığına ihtiyaç duyduğu bir alan. Dolayısıyla yapay zeka burada ancak tamamlayıcı bir unsur olarak düşünülebilir” dedi.
Bireylerin internet üzerinden kendileriyle ilgili bilgi edinmeye çalışırken yanlış yönlendirilebileceğini belirten Güler, “Bir değerlendirme yaparken yalnızca sözel beyanlar yeterli değildir. Beden dili, jestler ve mimikler gibi unsurlar da oldukça önemlidir. Oysa bir makine, yalnızca girilen verileri kullanarak bir çıkarımda bulunabilir ve bu çoğu zaman eksik ya da yanıltıcı olabilir. Bu nedenle, yapay zekanın sunduğu bilgileri kesin yargılar olarak görmek yanıltıcı olabilir” diye konuştu.
“Yapay Zeka Yalnızca Bir Araçtır”
Yapay zekanın insan psikolojisinde ancak bir köprü görevi görebileceğini vurgulayan Dr. Güler, “Bir zamanlar makinelerin düşünüp düşünemeyeceği tartışılıyordu. Günümüzde makineler belirli bir kapasitede analiz yapabiliyor, ancak onların bilgiyi işleme yetisi, kendilerine sunulan veriyle sınırlıdır. İnsan, başka bir insanın duygu dünyasında yer edinmeye ihtiyaç duyar. Bir makinenin insana duygusal bir geri dönüş sağlaması, kişinin ruhsal iyileşmesi açısından yeterli olamaz. Çünkü insanlar, benzerlerinden gelen destekle güçlenir. İnsan, başka bir insanın yurdu, evi ve şifa kaynağıdır.
Makine ancak bir aracı olabilir; yani bizi bir noktadan diğerine ulaştıran bir köprü gibi işlev görür. Ancak, gerçek şefkatin ve empatinin yerini tutamaz. Bir insanın gözlerinin içine bakarak aldığı duygu, bir makineden gelen yanıtla aynı etkiyi yaratamaz. İnsan psikolojisinde, duygusal tanıklık ve anlayış eksikliği, birçok psikolojik sorunun temelinde yatar. Bu yüzden, insanı en iyi anlayabilecek yine insandır” şeklinde konuştu.